Hayata Dair

02 Aralık 2006

Barut Fıçısı

Dün akşam arkadaşlarımla tiyatroya gittim. Cuma akşamı tiyatro ve sinema gibi etkinlikler için en iyi vakit diyebilirim. Çünkü ne kadar yorulursanız yorulun ertesi gün tail olması sizi rahatlatıyor. Ayrıca haftasonunuzu da harcamamış oluyorsunuz. Oyun istanbul şehir tiyatrosunun taksimdeki Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesindeydi. Oyunun adı "Barut Fıçısı". Yazarı bir Rus. Olaylar da ağırlıklı olarak Rusyada geçiyor. Çıkışta arkadaşlarımla oyun hakkında konuşurken herkes konunun parça parça, olayların birbirnden kopuk olduğunu söyledi. Bu biraz da oyunun formatı ile ilgiliydi. Çünkü 10 dakikada bir dekor ve oyuncular değişti. Sahneyi rahatça değiştirebilmek için ortada büyük bir fıçıya benzeyen bir dekor vardı, her perdede bu fıçıyı döndürdüler ve yeni dekor için ayarladılar. Bu benim çok hoşuma gitti. Özellikle de dekorun bir tren vagonuna dönüştüğü sahneyi çok sevdim. Arka plandan gelen tren sesi, dekor ve oyuncuların yeteneği sayesinde gerçek bir tren vagonuna bakıyor gibi hissettim kendimi.

Benim açımdan oyunun ön plana çıkan özelliği dekoruydu. Çok basit bir sistem kullanmalarına rağmen her perdede seyirciyi farklı bir ortama taşımayı başardılar. Oyuncuların performansı da çok harikaydı. Başlarda oyuncular sıradan bir performans gösterirken oyunun son perdelerinde performansları o kadar iyi oldu ki ikinci perde bir solukta bitti. Baştan sona tempo ve heyecan hiç düşmedi. Konu ise çok klasikti. Rusyada hayat zordur. Sistem insanları birbirine düşürmektedir. Bu ortamdan kurtulmak isteyen bir genç ülkesini terk eder... Oyunda bir başrol oyuncusu yok. Birbiri ile bağlı birkaç arkadaşın hayatı konu alınıyor. Genel olarak iyi bir oyun, ancak oyunun dekoru mükemmel. Bu harika dekor için bile bu oyuna gidilir. Herkese tiyatroya zaman ayırmayı tavsiye ediyorum.


on va au théatre...

Etiketler: , ,