Hayata Dair

24 Kasım 2006

İstanbulda Trafik Sorunu

Son günlerde istanbulda büyük bir trafik sıkıntısı var. Bu sıkıntıya istanbulda belediyenin yaptığı yol çalışmalarının sebep olduğu söyleniyor. Belediye başkanı bu firmaların yavaş çalıştığını, onları uyarmalarına rağmen bu tavırlarını değiştirmediklerini söylüyor. Bu açıklamadan sonra da firmalara belediyenin para cezası verdiğini öğreniyoruz. Meselenin ayrıntılarını bilmiyoruz ama belediye başkanının açıklamaları ilk öğrendiğimde bana çok komik geldi. Üç beş tane mütahit firmaya sözünüzü geçiremiyorsanız 15 milyonluk koca istanbulu nasl yöneteceksiniz. Bu çalışmalar şimdi başlamış değil ve firmaların yavaş çalıştığı zatenbilinen bir gerçek. Özellile
mesai saatleri konusunda bu firmalar hiç de mantıklı davranmıyor. Sıradn bir firma gibi saat 18 gibi mesailerini bitiriyorlar...

Bu konunun birçok farklı yönü var. Belediye başkanımız zaten bilinen bu gerçeği söylemek için niçin bu kadar bekledi acaba. Benim aklıma hemen seçim geliyor. Sanırım vatandaştan o kadar çok şikayet aldılar ki artık bir adım atmaları gerektiğini hissettiler ve faturayı mütahit firmalara kestiler. Seçimin yaklaşmış olması dolayısı ile de başbakan vatandaşın hakkını savunuyor izlenimi vermek istedi.Peki bu doğru bir yöntem mi? Aslında bu sorunun cevabı biraz geçmişte saklı. Sayın başkanın çalışmları ve önümüzdeki seçimdeki şansı bu hareketleri anlamamız için bize yardımcı olacaktır.

Sayın Topbaş daha önce beyoğlu da belediye başkanlığı yapmış bir siyasetçi. siyasi hayatının
dışında da bir tüccar aileden geliyor. Bir önceki seçimde AKP İstanbul belediyesi için kimi aday göstereceği çok merak edilyordu ve adaylar arasında büyük bir rekabet vardı. Çünkü herkes seçimi AKP nin dayının kazanacağını biliyordu. Bu adaylar arasından sayın Topbaşın seçilmesi o dönem beni şaşırtmış ve üzmüştü. Çünkü sayın Topbaş o dönem çok tanınan bir figür değildi ve diğer adaylar arasında bu görevi çok daha iyi yapacağı düşünülen kişiler vardı. Bunlardan en çok dikkat çekeni Tuzla belediyesi başkanıydı. Adını hatırlayamıyorum ama bu görev için en ugun aday olarak onu düşünüyordum. çünkü Tuzla fakir halkın yaşadığı bir belediyedir, beyoğlunda ise bunu tam tersi zengin bir halk vardır, ve beyoğlu istanbulun merkezi olduğu için her yönü ile gelişmiştir. Ayrıca siyaset adamı olarak da Topbaşı bu görev için uygun görmüyordum. Tayyip Erdoğan ile kıyaslandığında "Halk için" söylemini yeterince yüksek sesle söyleyemiyordu. Bunlar bir seçim önce idi Aradan yıllar geçti. Ama sayın başkan hakkındaki görüşüm değimedi. Kanatimce bu görev için kendisi çok uygun değildi ve bu seçimde aday olması da çok zor. Bunu sanırım kendisi de biliyor. Başkan için yeterince çalışmıyor dersek ona iftira etmiş oluruz. Başkan bu görev çin uygun değil derken bunu görevini yapamıyor anlamında söylemiyoum. Tabi ki nu dönem içinde istanbula çok hizmet etti ve bunlarla övünmek hakkı. Ancak belediye başkanlığını bütün olarak değerlendirdiğimizde bazı alanlarda eksik başkan eksik kalıyor. Birincisi istanbul gibi büyük bir şehri yönetecek enerji sayın başkanda yok, belki ilerlemiş yaşı veya siyasete ilgisinin azalması veya başka birşey, sebebini bilmiyorum ama başkanda tam olarak belli olmasa da bir yılgınlık görüyorum. İkincisi sayın başkan halkın dilinden ve halinden anlamıyor. Kendisi yıllarca bir tüccar olarak tüccarların arasında yaşadığı için olsa gerek, tüm istanbul halkı kendisi gibi rahat zannediyor. Tayyip erdoğan bu konuda çok başarılıydı mesela. Halkın onu sevmesinin en büyük nedeni de halkı anaması ve onlara yakın durmasıydı. Ayrıca sayın Topbaş sahaya da inmiyor. Uzun zaman medyaya çıkmıyor, bir bakıyorsunuz ertesi gün medyada. Halktan uzak olduğu için halkın işleri az, iş adamlarının işleri ile çok ilgileniyor. Tabi ki
bunlar benim görüşlerim ve algılamam, belki gerçek bundan çok farklıdır. Sonuç olarak sayın başkanın son açıklamalarına bu resmi bilerek bakınca bana çok manidar geliyor.

Trafk ve istanbulda ulaşım konusu için şöylenecek çok söz var. Ancak ben bu konuyu daha sonraya bırakıp başka bir konudan bahsetmek istiyorum. Orman bakanı Pepe, gazetede okuduğum habere göre Orman Bakanlığı görevlilerinin Acarkent'i teftiş etmek istemeleri üzerine
tehtd edildiğini ve bunlara silah çekildiğini söylemiş. Bu olay türkiyenin büyük resmini anlamak için çok büyük ipuçları veriyor. Türkiyede hükümet dahi olsanız sizin elinizin bile uzanmadığı yerler olabilior. Eğer bakanlığın adamlarına sıradan vatandaş silah çekmiş olsaydı yakapaça hapese atılırdı. Belediyeler fakir vatandaşın gecekondularını yıkarken tüm acıma duygularını bir kenara bırakıyor, ama iş zenginlerin gecekondularına gelince hiçkimse birşey yapamıyor. Tabi ki fakir de olsa zengin de olsa gecekondu yapanların cesazını çekmesi gerekir. Ancak birine ceza verip diğerine dokunmamak en hafif söyleyişle haksızlıktır. Bakanın açıklamasından bu konuda adım atılacağı anlaşıldı. Neler olacağını zamanla göreceğiz. Şahsen ben bakanımızı bu açılmasından dolayı kutluyorum, sayın Kadir Topbaş istanbul büyükşehir belediye başkanı
olmasına rağmen yıllardır bu konuda bir çalışma yapmıyor... Bu yazıyı bir temenni ile bitirmek istiyorum. Umarım memleketimizi saran bu haksızlık salgını birgün biter ve insanların herkezin gözü önünde haksızlığa uğradığı günler gerilerde kalır.

Etiketler: ,

2 Yorumlar:

At 6:41 ÖS, Anonymous Adsız diyor ki...

İnşallah dostum duana ben de icabet ediyor ve Amin diyorum. Haklısın hem de çok haklısın vesselam...Selam ve dua ile...

 
At 8:06 ÖS, Anonymous Adsız diyor ki...

bu istanbulll en güzel şehir

 

Yorum Yazın

<< Ana Sayfa